22 Aralık 2011 Perşembe

düzene girecek derken ayak altını gıdıklayan düşüncelerinizin ne zaman yolunu bulacağını tahmin bile edemiyorsunuz?bundandır ki çoğu zaman yaşanılanların boş olduğunu anlık da olsa farkedip saniyelik düşüncelere  kapıldığınızda sanmayın ki daim olacak..ben ne yapıyorum?dese de içinizdeki o muhalefet sadece soylediği ile kalır yapacak çok şey yoktur rutin olarak dewam eder..içinizi yer bitirir ama siz sadece anlık sorularla rahatlatırsınız içinizi..şimdi bi sigara yakın ve saniyelikde olsa sorun bakalım ben ne yapıyorum?

7 Aralık 2011 Çarşamba

Yaprak hışırtıları .sessiz bi yagmur komidin lambasının loşluğu.kalem ne dökerse içinden..Gençliğinden..endişelerinden mütevellid..parmak uçları üşürde insanın kopacak gibi hissedersin ya parmakalrını..durur yerinde de düşer gider sanki bedeninden..şimdi aşkım,tutkularım,heyecanlarım,zevklerimin soğukluğu seni koparacak gibi hissettiriyorda düşüp gidecekmiş gibiykende bedenimde kalırmısın?
Her insanın dönüm noktaları vardır ya..Noktalar virgüldü hep bana..çelmesine takılırdım..düşerdim.Dizlerim yanar avuçlarım kanardı.

6 Aralık 2011 Salı

Usullü usulsüz anlarım var benim..Kuralına göre yaşayamayacağım türden..Beyazında siyahına tutkun kaldığım,siyahında herşey beyaz...

4 Aralık 2011 Pazar

mırıldanırken.

Sen öyle başı boş geçirdiğim zaman aralığında nereden geldiği belli olmayan bir ezgiydin.Ve öyle aşinasın ki kulağıma,söylerken içimi acıtırdın,bu yüzden her tekrar biraz daha hüzünlü duyulurdu.Zaten herşey ilk andaki gibi kalsa bu hüzünlü halimiz şuan olmazdı.

22 Kasım 2011 Salı

yön veremiyordu kendine. bi ışık tutunacak bi dal.uykunun bile anlamsızlaştığı gecelerin sabahlarından bi beklentisi bile yok..zamanları yetmez oldu.günü geceye geceyi sabaha kavuşturmak için yaşıyordu.yanlızdı..iki kişilik bi odada tek başına..bazen yeni başlangıç bazen yolun sonu gibi geliyor ona nefesi tam kesilecek gibiyken bi anda ciğerlerine ilk kez hava dolan bi bebek gibi çaresizce ağlıyordu.onu dinlerken bende ağlıyordum.kırık dökük bi hayatın akışına kapılmış.zaman duruyordu işte o an.içimdeki beni ben dinlemezsem kim dinleyecek diye düşünüyordum onun elinden tutmazsam kim tutacak onun bu halerini görünce üzülmüyor değilim ama çoğu zamanda birşey gelmiyor elimden..sessizce izliyorum onu.uzaktan izliyorum yanına gidince dayanamayacağımı biliyorum çünkü.elini eteğini çekmiş herşeyden oylece duruyor karşımda.o duruyor bende duruyorum..bensizlikle savaşıyorum kısacası.derdimde bu ..bensizlik yakıyor canımı bu günlerde..buna alışmak zor.

15 Kasım 2011 Salı

Melodilerim..içimdeki haşarı çocuk.her notasını kendi yazdığım her es'inde nefesimin kesildiği içimden geçirirken içimde depremler yaratan.sözlerine sıra geldğinde fırtınalar kopartan.esitisinde yüzümü okşayan..dinlemeye korktuğum melodilerim var.yazıp söyleyemeden çöpe attığım..söyleyeceğim zaman sesimi kısan bişeylerin eksik olmadığı..hayalerimde vardı..gözlerimi kapadığımda sözlerine ağladığım karar seslerim var benim.duvarlar umrumda değil..çık gel be çocuk..dön yüzünü bana.bi bakıp çık sadece razıyım..

10 Kasım 2011 Perşembe

Başkentime kar yağıyor bugün..camlar buğulanmış.silindikçe karları buğulandıkça anları seyrediyorum..o an herşeyi yaşıyor gibi ..ve uyandım..ağzımda uykunun kokusu makyajım akmış ruyalarımda bile bir koşuşturmaca..zihnim fena bulanık.kaygılarımla beraber kapıldım gidiyorum akışına ey hayat..nefesim yettiğince yeneceğim seni..yenilmenin verdiği kaygıyı hiçe sayarak..
yedek kulubesinde oyuna alınmayı bekliyorum sanki. haftalardır belkide yıllardır orada oturuyorum tüm çabalarımı sahaya çkıp gösterebilmek için..mücadelede eksik bişeyler olmalı yada birinin canı yanlmalı ki ben girmeliyim devreye..bekleyişler zaman sızısına zaman sızısı karın ağrısına dönüşüyor gibi..kimi zaman sigara dumanında hayalini kurarsın kimi zaman radyo sesi arar kulakların.sabır baki kalır..ve de tereddütler ..yıkık dökük kararlar.ve bitiş düdüğü bir kez daha.

10 Eylül 2011 Cumartesi

Yaşanmamış eksik hikayeleri tamamlamak üzere kaldığım yerden dewam ediyorum..

1 Eylül 2011 Perşembe

Bayram Sabahı.

Nerde o eski bayramlar diyerek başlardım ama abes oluyor dimi yaşlar çok genç olmasına karşın zaman su gibi akıp gidiyor. Gecesinde tek kişilik yerde iki kişi çoluk çocuk 3 bazen..yer yatakları antreye mutfağa hatta..Sabah .Annem kalkmış olduğundan babannemin en rahat divanında geyik biblosu ve yusufcuk kuşları sesinde 15-20 dakika daha fazla uyumanın verdiği rahatlık..en erken uyanan kuzen diğerlerini uyandırır amcaları üzerlerine çullanarak uyandırırdık.Horanta namaza gidip gelene kadar kahwaltı hazırlanır arife çörekleri ısıtılırdı.Kahvaltı sonrası aynalı odada bi telaş ütü sırası, üflemeyen fön makinasının kawgası jölen warmı ?sorusunun bayması, çeşit çeşit parfüm kokuları kutularından çıkan ayakkabılar bağlanan gravatlar ..Dedenin haydi artık çağrısından sonra bir sıra büyükten küçüğe 7den 70e hesabı sıradan el öpme merasimi ..Sıradaki o heyecan sarılırken sırtın pıtalanması:)Alınan harçlıklar.senin ne kadar oldu len?sorusunun verdiği muzip tedirginlik..öğlen yemeğinde babanne çorbası kuru fasulye sarma pilav baklava ve pırasalı patates salatası.odadaki kancaya asılan yeni zeybekler.. yukarı bahçede eski kornaların içinde patlattığımız torpiller uzuuun kuyruklu uçurtmamız kuyubaşında sallanmamız yer kawgalarımız..Galiba nerde o eski bayramlar demek için fazla genç değilim..özleniyo..Şimdi ise gitgide kopan bağlar..dedikodular..samimiyetsizlikler..yeren bakışlar..Hayat bu kadar acımasız ve sahte..Zaman yeni binlerce şeye gebeyken bizden alıp götürdüğü hatıralarımızı anlarımızı en basitinden bayram sabahlarımız doğacak şeylerle teselli etmeye yetmiyor..

5 Ağustos 2011 Cuma

İçimde biriken kimseler var..Seviştiğim sahip olamadığım.Çıplaklığında perdeleri varmış.Komşuyken göremediğim,hırsızken sığındığım...Duvar; bana güven dediğin yerdi.Çarptım! Elimde iç çamaşırının kirliliği,ağzımda söylenmiş güzel sözlerin kuruyuşu vardı.Uyandım herşeyden.

14 Temmuz 2011 Perşembe

Dönemeçlerin son raddesindeyiz artık. ya hep ya hiç kuralının hücrelere işleniş sürecinin de başlangıcı oluyor doğal olarak. aklımda binlerce soru  kimi zaman binleride aşan . anlayamadığım şey benim ufacık beynimde bu kadar fazlaca şey nasıl dönüyor?nasıl bu denli ince ayrıntıları düşünebiliorum.akıllara zarar yakınmalar war.durgunluk weren planlar hayaller.gelecek korkusu yakın gelecek için bu denli baskın olmamıştı.ha bide iki arada bi derde yaşanılan hayatlar..Dert de değil aslında alabildiğim sağlıklı nefes için herşeye tavım.

26 Haziran 2011 Pazar


Esaret kimi'z'aman ayaklara vurulan pranga,kimi'z'aman özgür bi kuş.Esaretin bedeli ise ya ayağını kaybetmek yada büyük kuşlara yem olmak.Tek başına ayakta duramamak..Nefes alamamak..

23 Haziran 2011 Perşembe

Zamanın akıp geçmesi hem bu denli huzur hemde telaş katıyor benliğime.hayallere yakınlıktan uzaklık ağır basarken acaba güzel olan sadece hayal kurmakmıydı diye düşünmeden edemiyor yine bu benlik..benlik,sende seninle buluşmaya adım adım gelirken yüzündeki çizgiler kolundaki iplerle meydan okuyor gibi ..kukla gibi bazen..bazende hünkar veziri..gözümde büyüyen beklenen vaktin;seninle geçen wakit kadar bir anda geçmesi dileğiyle..

10 Haziran 2011 Cuma

Aklımıza hakim olanların arasında yaşayabilme ümitleri.her bir hayal her bir ukde rüzgarın savurduğu yaprak misali dönüp duruyor hüznün caddelerinde.sığınacak bir yer arasada gözler hep kendiyle kendine düşman olduğuyla kalacaktır.kısacası nafile..yağmurdan sonraki toprak kokusunu alabilmek için bile alacağımız nefesin birilerine dokunup dokunmayacağını düşünmek zorundayız sanki..Bi başkasıda bizim için böyle çaba sarfedermi bir gün bilemem..istenilen hayallerin göç ettiği yere yine savurduğu rüzgarla gidebilmek..yada bunu bigün dahi  olsa doyadoya  umut edebilmek..

4 Haziran 2011 Cumartesi

her gidişini bir daha ki gelişin yaklaştığı için seviyorum.
M-Nasıl oluyor da bu şarkıyı
gündüzleri hiç duymuyorum?
Oysa seni her gün görüyorum.

GH-Gündüzleri, insanlar bildikleri
şarkıları duymak isterler, aşina olduklarını.

GH-Demek istediğim, öbür türlü
pek para kazanamam.

GH-Bu şarkıları sadece geceleri çalıyorum.
Çünkü kimse dinlemez.

M-Ben dinlerim.

GH-Öyle ama senden de 10 sent geldi.

M-Ne yani, bütün derdin para mı?
O zaman neden gidip bir
dükkanda falan çalışmıyorsun?

GH-Dükkanda yaptığım
bir işim var zaten.
Neyse, ben artık işime döneyim,
olur mu?

M-Tanıştığımıza memnun oldum.

30 Mayıs 2011 Pazartesi

Göz kapaklarım uykuya direniyor ama zamana direnirken yoksun yanımda alıp gitse yanmayacak sanki canım.zamana karşı koca bir savaş benimki zaman bir tren her vagonda bir hikaye her hikayede sen yazılı sonu senle biten geleceğim yollar bitmek bilmezken hayalinin satırlar arasından gelişini görür oluyorum hayalin gelincede direniş bitiyor göz kapaklarım hayalinle uyumak adına örtüyor gözlerimi sana dalıp gidiyorum..

29 Mayıs 2011 Pazar

kapıları açmak zamanıdır şimdi korkmama saklanmama zamanıdır.zırhları kuşanıp göğüs germelisin ki direndiğin düşmanlar sawaş sonrası unutmasın o duruşu. sıranı sav adını kazı simanı hatırlat ..bu oydu dedirtebil ..tünelin sonundaki ışığa çok az kaldı..

27 Mayıs 2011 Cuma

Hayat ne güzel..sewdiklerim sewmediklerim huzurumla tedirginliklerimle üzüntüm kahkalarım göz yaşlarım..benim ışığım ne zaman sönecek bilmiyorum ama hayat gerçekten ışığı hiç sönmeyecek bi deniz feneri tadında şuan.sonsuz bir deryada su tanesi gibi yaşarken buharlaşıp yağmura karışan acizleriz aslında biz...

15 Mayıs 2011 Pazar


herşeyin bir ayna gibi olması silinsede üzerindeki lekenin sırrına işlemiş olması ve o aynaya her baktığında sildiğini acıbilmene rağmen o lekeyi yüzünde görmek kadar hüsran verici başka bişey yok.

11 Mayıs 2011 Çarşamba

Mesela bi şarkıyı aşıkken filan dinlemişsinizdir. Sonra o şarkıyı çok güzel diye arkadaşınızla paylaşırsınız ama şarkı ona çok dandik gelir. Öyle yani.
Bi sonuca bağlayamadım..bu kez uyuyorum tamam tamam.
ayak uçlarımdan başlayıp damarlarımı dolaştıktan sonra beyin hücrelerimle dansa başlayan başını döndürüp sarhoş eden ve ırzına geçen şey..uyku hali..

19 Nisan 2011 Salı

ah! benim kişisel, bir numaralı uyuşturucum, kafa yapıcı maddem.bir tanecik, halüsinatif etkim!bir doz almasam uykularım kaçar,doz aşımı yapsam yine uyuyamam. her türlü, uykusuzluğumun çıbanbaşı, gel, 
kapat gözlerimi..

11 Nisan 2011 Pazartesi

İçimden gelen şeyleri çoğu zaman yanlış anlaşılma korkusuyla yapmıyorum. Söylediğim şeyleri 40 saat düşünüp öyle söylüyorum ama zaman zaman buna rağmen olumsuz sonuçlar geliyor peşi sıra. Gelmese bile ben kafamda büyütüp büyütüp kızıyorum kendime.

Aklından geçeni hemen yaptığını ve sonuç ne olursa olsun pişmanlık duymadığını iddia eden insanlar var ya; eğer onlar doğru söylüyorlarsa, bu rahat insanlar sadece masal kahramanı ya da ona benzer bir şey değilse, ben de onlardan biri olabilir miyim lütfen?

Ortamla ve insanlarla ilgili gözlemlerimi tamamlayıp fikirlerimi tamamen oluşturana kadar uzak durmayı tercih ediyorum. İşte bu süreçte de "ELWF kendini beğenmiş biri" fikri insanların beynine yerleşiyor. Tamam, öyleyim biraz ama bari beni tanıdıktan sonra bu fikre sahip olsalar. Yaklaşan insanları yiyen kişi olmaktan sıkıldım. Aslında yemiyorum bak, gerçekten.

"Acaba hakkımda ne düşünürler" demeden küt diye dalmak istiyorum konuşmalarına ya da ne bileyim hazır insanlar güler yüzlü biri olduğumu söylemeye başlamışken bunu görmesi gerekenlere de gösterebileyim.

Bu arada hayatımda ilk defa üst üste bir kaç kişiden güler yüzlü ve pozitif olduğumu duydum, sanırım çalışmalarım işe yaramaya başladı :P Şimdiye kadar "suratsız, kendini beğenmiş" kızdım. İyice tanıdıktan sonra geliyordu itiraflar "ben var ya senin hakkında şöyle düşünmüştüm" diye. Bu sefer olumlu başladık, hayırdır inşallah.

Aslında çok şey de istemiyorum belki ama hayatım biraz daha iyi gitse olmaz mıydı :( Ben daha kötü hale getirmesem daha önce de tekrar tekrar yaptığım gibi...

24 Mart 2011 Perşembe

Şİmdi ..şuanda..istanbulda olmak vardı anasnı satayiim!

1 Mart 2011 Salı

Kum saatinin tanecikleri


Bekleyerek yaşamaz insan !

hatta korkmaz biter hepsi..

Zamanı görür,

zamanla başbaşa kalır.

En iyi arkadaşı zamandaki kendisidir insanın.

17 Şubat 2011 Perşembe

Tünelin sonundaki ışık misali..çabalıyorum ve bunu hücrelerime kadar hissediyorum.. bazen özlemenin ne demek olduğunu kuşların kanatlarına bakınca daha derin yaşıyor olmalıyım..hayallerin ortasında kalmış minik bi kuş gibi oysaki tüm çaba tam tersine kafesine tutsağına gidebilmek adına..

şhhh..

Aşk; hırsızlığa gittiğiniz evin, sahibi tarafından soyuluyor olmanızdır.

14 Şubat 2011 Pazartesi


 bir ömür derken ..

Matruşkadan sevişmeler..

 içimdeki binlerce kadın... hepsini sevebilecek misin?
Gidenlerin ardından bakakalmak gitme desende bi faydası olmayacağını biliyor olmak..hayata tutunmak için çabalarken her seferinde pervane misali savrulur mu insan?bekleyecek bu hayat ..olmak istediği yeri, görmek istediğini yanında olmak istediğini bekleyecek ki yoluna adanacak ömürler bulabilsin..

3 Şubat 2011 Perşembe

26 Ocak 2011 Çarşamba

25 Ocak 2011 Salı

Gecenin geç saatlerine kadar atmayan kalbim nedendir bilinmez güneş bize en uzakken gelip hissettiriyor varlığını.tüm gün onun varlığından bir haber alıp verdiğim on binlerce nefes karanlıkla birlikte ciğerlerimden damarlarıma yayılan bedenimi sarstıktan sonra  burnumdan acı bir duman olarak yanaklarımdaki tuzlu damlacıklarla minik bir hıçkırık da buluşuveriyor.bunun adı nedir bilinmez ama bekleyişler bu sahneleri çok tekrarlatıyor gibi...